İyi pazarlar diliyorum her birinize 🙂 Pazar paylaşımımız kıssadan hisse..

HAKARET HEDİYESİ
Tokyo yakınlarında, yaşlandıktan sonra kendini gençlere Zen Budizm’ini öğretmeye adayan büyük bir samuray yaşıyordu. İleri yaşına rağmen hala bütün rakiplerini alt edebilecek biri olduğu söyleniyordu.
Bir akşam vicdansızlığıyla tanınan bir savaşçı onu ziyarete geldi. Aynı zamanda provokasyon tekniğiyle de ün salmış bir savaşçıydı bu. Rakibinin ilk hamleyi yapmasını bekler, sonra keskin zekasıyla rakibinin zayıf noktalarını değerlendirip şimşek gibi karşı atağa geçerdi.


Genç ve sabırsız savaşçı, o güne kadar tek bir karşılaşmayı bile kaybetmemişti. Samuray’ın şöhretini biliyordu ve oraya onu yenip kendine çok daha büyük bir isim yapmak için gelmişti.


Öğrencilerinin itirazlarına rağmen Samuray, kendine meydan okuyan savaşçının çağrısını kabul etti.
Herkes şehrin en büyük meydanında toplandı ve genç adam yaşlı öğretmene hakaret etmeye başladı. O
na birkaç taş fırlattı, yüzüne tükürdü, Samuray’a ve tüm ailesine bildiği bütün küfürleri saydı. Saatler boyunca Samuray’ı provoke edecek her şeyi yaptı ama yaşlı adam tamamıyla tepkisizdi. Akşam sona ererken ateşli savaşçı yorulmuş ve utanmış bir şekilde geri çekildi.

Hocalarının onca hakaret ve provokasyona cevap vermemesinden düş kırıklığına uğrayan öğrenciler gelip yaşlı Samuray’a sordular:

“Bunca aşağılanmaya nasıl dayandınız? Her ne kadar dövüşü kaybetme riskiniz olsa da, kendinizi bir korkak olarak göstermektense neden kılıcınızı kullanmadınız?”

“Birisi elinde bir hediye ile size gelse ama siz o hediyeyi kabul etmeseniz, sonuçta hediye kime aittir?” diye sordu Samuray.

“Onu vermeye çalışan kişiye” diye cevapladı öğrencileri.

“Kıskançlık, öfke ve hakarette de aynı şey geçerlidir” dedi öğretmenleri; “Eğer kabul edilmezlerse onu yanında taşıyan kişiye ait olarak kalırlar.”

PAULO COELHO