[et_pb_section bb_built=”1″][et_pb_row][et_pb_column type=”4_4″][et_pb_text _builder_version=”3.0.71″ background_layout=”light” text_orientation=”left” border_style=”solid”]

Yaşanan ekonomik krizler, Türkiye’nin lokomotif sektörü olan gayrimenkul sektörünü de derinden etkilemektedir. Esasında bu etkinin psikolojik boyutu, gerçek etkilerin önüne geçmektedir. İçinde bulunduğumuz krizin gerçek etkilerini henüz pek yaşamamış olmamıza rağmen, bir felaket tellallığı sürüp gitmektedir.

Türkiye’de Emlak Sektörü Lokomotif Özelliğini Yitiremez

Emlak sektörü hiçbir zaman durma noktasına gelmez. Çünkü ülkemizde nüfus artışı, kentleşme ve üst sınıf bir eve geçme hevesi var, yatırım olarak gayrimenkule yatkınlık var. Ekonomik dalgalanmaların yaşandığı dönemlerde, emlak hareketlerinde azalma olabilir. Ama saydığımız gerekçelerle bu hareketler hiçbir zaman sıfır noktasına gelmez. Her şeyden önce, Türk insanı için emlak kültürel olarak büyük önem taşır.

Türkiye’de gayrimenkulün yıllar içinde değer artışına da bakarsak her dönem en kazançlı yatırım aracı olmuştur. Kriz döneminde, para piyasalarında bulunan tüm yatırım enstrümanları yüksek risk içermektedirler. Ancak gayrimenkul yatırımları için risk, en minimum düzeydedir. Türk insanı ilk evini başını sokmak için alır. Mümkünse edindiği iki veya üçüncü gayrimenkul kendini güvende hissetmesi için gereklidir.

Doğru Fiyatlı Doğru Projeler Her Zaman Satar

Son 7 – 8 aydır inşaat maliyetlerinde ciddi artışlar olmuştur. Ancak bu maliyet artışları fiyatlara yansıtılamamıştır. Bazı projelerin fiyatları için daha önceden yüksek iddiaları var ise de, bu iddia şu anda temelden çürümüştür. Fiyatlar genel olarak son derece minimize edilmiştir. Doğru projelerde fiyatların düşeceği şeklinde bir beklenti hayal ürünüdür. Emlak sektöründe her zaman geçerli olan bir gerçek vardır. O da projeniz ve fiyatınız doğruysa krizlerden etkilenmeyeceğinizdir.

Kriz Dönemi İyi Değerlendirildiğinde Bir Fırsat Olabilir

Eğer tüketici, ihtiyaç ya da yatırım amaçlı gayrimenkul edinme düşüncesinde ise, kriz dönemleri her zaman için değerlendirilmeye uygun dönemlerdir. Türkiye’de gayrimenkullerin bir yatırım değeri vardır, zaman içinde en çok yükselme trendi gösteren yatırım enstrümanlarıdır. Ancak satın alırken, doğru hatta doğrunun altında fiyatla satın alınması, kazancı artıracaktır.

Ülkemizde deprem gerçeğini de göz ardı etmezsek, nitelikli konut ihtiyacı çok ciddi boyutlardadır. Gayrimenkul satın alma kararı verirken, öncelikle lokasyonuna dikkat etmek gerekir. Bölgedeki diğer yatırımlar, ulaşım kolaylığı ve bölgenin gelişimi değerlendirilmelidir. İkinci nokta inşaat şirketinim kim olduğudur. İnşaatı yapan firmanın, zaman içindeki gayrimenkul değer artışına ciddi etkileri vardır. Üçüncü nokta ise, gayrimenkulün fiyatıdır. Doğrunun altında fiyatla alınan gayrimenkulle tüketiciler baştan kazanç sağlamış olur.

Kriz dönemlerinde, insanlar yatırım kararlarını vermekte tereddütlü davranabilirler. Kendilerini iş olarak güvende hissettikleri zamana kadar bu kararı erteleyebilirler. Ancak bunun karşılığı, krizden sonra, bu beklemenin bedelini maddi olarak ödemek şeklinde olur.

Sonuç olarak, şu anda gayrimenkul sektöründe dönem “alıcı dönemi”dir. Hatta para piyasalarındaki diğer yatırım enstrümanlarından zarar edenlere de önerimiz, acil doğru yerdeki, doğru projeden bir gayrimenkul edinmeleridir. Böylece kaybettikleri parayı yerine koydukları gibi, krizden en güvende en kazançlı çıkan kişiler olurlar.

Kaynak; Mynet Emlak- Garanti Banklası

[/et_pb_text][/et_pb_column][/et_pb_row][/et_pb_section]